Osman GÜLDEMİR
Geçtiğimiz günlerde KARDEMİR genel müdürü Sayın Hüseyin Soykan’ın çok güzel bir çalışmasına tanık olduk.
Emekli olmuş çalışanlarına fabrikanın bugün ki konumunu anlatan bir gezi düzenledi. Genel müdürümüzün bir sosyal sorumluluk projesi olarak hayata geçirdiği bu çalışma evde, kahvede, otobüste ve dolmuşta KARDEMİR emeklisi dostlarımız konuşurken kaybolmuş zamanlarda ki güzel günlere götürüyordu her birisini.
Yüzlerinde hüzünlü bir mutluluk, saklı kalmış heyecanlar gizli bir gurur vardı çoğunda. Bugünlere gelmesinde “Çorbada bizimde tuzumuz var” demek istiyorlardı.
Mevsimleri çoğaltıp bir sevda yaşlandı yüreklerinde. Ömür duraklarında mola verdiler 1800 derece sıcaklıkta çeliğe su verdiği günler, anılar kervanına katıldı bir bir
Geçenlerde Ankara’da Özçelik-İş genel başkanı Yunus Değirmenci’yi ziyaretimiz de sohbet esnasında bu konu gündeme geldi. Son derece mutlu olduklarını dile getirerek “Sayın genel müdürümüzden bu tür farklı etkinliklerin devamını bekliyoruz” diyerek teşekkürlerini ilettiler.
Bir diğer teşekkür de eski şube başkanlarımızdan Sayın Taner Canyurt’tan geldi sevgili Taner “Siyah beyaz resimlerde maziye kesilir biletler 1995 yılında o şanlı direnişte sıfır zamlı sözleşmeye imza atan işçi kardeşlerimizden yaşayanları da unutmayalım sayın genel müdürüm” diyerek zülfiyâra dokunurken bu güzel etkinlik için sonsuz teşekkürlerini ilettiler.
Sevgili okurlar yaşamın içinde hepimiz farklı duyguları farklı zamanlar yaşarız. Şimdi bu emekli kardeşlerimizin torunlarına anlatacak öyküleri var çünkü yaşadıklarımız ve anılarımız kalıyor yılların ardında içimizde bir yerlerde…
-Kim bilir 1800 derece sıcaklıkta akıttıkları terler geliyor akıllarına
-Uzun ince, bazen karanlık, bazen aydınlık yollardan geçtiği, bir ömür tükettiği, en yakın arkadaşlarını kaybettikleri tav çukurları ya da tonlarca ağırlıkta ki vinçler geliyor akıllarına
-Belki de acıları, sevinçleri, hüzünleri, coşkuları yaşadıkları o yerlerde o yollarda geçmiş zaman şarkıları söylüyordu yürekleri !…
Zamanın suskunlarında oluşan bir hikâyenin parçalarıydı çoğu…
Teşekkürler Sayın Genel Müdürüm.
Şimdi uzak geçmişlerin içinden sıcacık bir dostluk mesajı gönderiyorlar sizlere.
Artık çocuklarına, torunlarına, dostlarına, anlatacak bir hikayeleri daha var…
Adı “VEFA” olsa gerek…