Ağustos 2016 yılında genel başkanlığa seçildiğinizden bu yana sendika-işçi ilişkileri Özçelik-İş tarihinin en istikrarlı ve en huzurlu dönemini yaşıyor. Bunu nasıl başardınız?
-Görevi devraldığımız dönemde bizler yeni bir söylemle yola çıktık. ‘Gönül sendikacılığı’ diye bir çalışma prensibini hayata geçireceğimizi ifade ettik.
Peki, bu prensip ne demekti. Bu anlayış, işçiye dokunmak demekti, işçinin hayatına dokunmak demekti. Biz bunu başarmanın, hayata geçirmenin derdiyle dertlenerek çalışmalarımıza yön verdik.
Sendikamıza can suyunun verildiği, sendikamızın doğup büyüdüğü Karabük’te Gönül sendikacılığının ilk adımını attık.
Karabük’teki emekçi kardeşlerimizden başlayarak, daha sonra Tekirdağ’dan Malatya’ya, Bursa’dan İskenderun’a, İstanbul’dan Kayseri’ye kadar Türkiye’nin dört bir yanındaki bütün işyerlerindeki arkadaşlarımızı tezgah başlarında ziyaret ettik. Ellerini sıktık. Gönüllerine dokunduk. Dertleriyle dertlenip, bu dertlere çözüm arayışının içinde olduğumu gösterdik.
Üyelerimizin evlerine gidip, aynı tastan çorba içtik. ‘Özçelik- İş büyük bir ailedir’ sözünü ete kemiğe büründürdük. Gece vardiyalarında, gece yarılarında tezgah başlarında alınteri akıtan üyelerimizin ayağına giderek, gecenin kör karanlığın onların hizmetkarı olduğumuz gösterdik.
Üyelerimizden bizlerden beklentilerini sorduk. Bu talepleri ve beklentileri karşılamak için canla başla çalıştık, mücadele ettik.
Tabi bu sahada oluşumuz, başka başarıların tetikleyicisi oldu. Toplu iş sözleşme taslaklarımızı birebir üyelerimizle ateşin başında, tozun içinde istişare ederek hazırlamış olmamız, bizi bir adım daha öne çıkardı.
Üyelerimizin gönlünü hoş ederken, keselerini de hoş etmenin gayreti içinde olduk. Elhamdülillah bunu da başardığımıza inanıyoruz. Haliyle bu durum, üyelerimizle olan ilişkimizde en istikrarlı ve en huzurlu dönemin kapılarını açmamızı sağladı.
Aynı şekilde sendikanız ile işveren arasında ki ilişkileriniz son derece düzeyli ve olumlu şekilde ilerliyor, Bir konuşmanızda “İşvereni rakip olarak değil sosyal ortak olarak görüyoruz” demiştiniz. Bunu biraz açar mısınız?
Sendikacılık, işçi-işveren ilişkilerini dengeli olarak sürdürmeyi gerektirir. Bunu sağlayamazsanız işyerlerinde bir kaos ortamına neden olursunuz.
Bu nedenle biz işverenleri hiçbir zaman bir düşman veya rakip olarak görmedik. İşverenleri, üyelerimizin sıkıntılarını birlikte çözmeye çalıştığımız bir sosyal ortak olarak gördük.
Bir anahtar düşünün, bir tane dişlisi eksik veya fazla olursa kapıyı açamazsınız. Böylesi hassas bir incelik vardır. İşçi-işveren-sendika ilişkisi bu verdiğim örneğe benziyor.
Bu üçlü sac ayağında bir sorun varsa kapının kilidini açamazsınız. İşte biz olaya bir bütün olarak bakıyor, işçi-işveren-sendika üçgenini bir bütün olarak görüyor ve buna göre çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu sayede de Özçelik-İş Sendikasının yetkili olduğu bütün işyerlerinde huzur ve iş barışı hakimdir.
Sosyal sorumluluk projeleriniz ile ilgili çalışmalarınız var mı? İşçi kardeşlerimizin bir serzenişi var Ankara’da ki misafir hanelerinin yetersiz olduğu görüşündeler, misafirhanelerin Özçelik-İş’e yakışır bir şekilde yenilenme konusu gündeminizde var mı?
Özçelik-İş Sendikası olarak, özellikle üyelerimizin hayatını kolaylaştıran, onlarını beklentilerini karşılayan ne kadar uygulama varsa hepsini hayata geçirmenin çabası içerisindeyiz.
Örneğin 3 yılda üyelerimizin 2000’e yakın üniversitede okuyan evladına eğitim bursu verdik ve vermeye devam ediyoruz. Hayatın içerisinde hastalık ve afet gibi başına kötü olaylar gelen üyelerimizi nakdi sosyal yardımlarla desteklemenin gayretinde oluyoruz.
Yılbaşı gibi özel günlerde dağıttığımız hediyelerle onların yüzünde bir nebze de olsa tebessüm sağlamaya çalışıyoruz. Daha burada saymanın mümkün olmadığı birçok projeyi hayata geçirdik ve geçirmeye devam ediyoruz. Ayrıca Genel merkezini yenileşmiş, tüm şubelerinin yerlerini satın almış bir Özçelik-İş yönetimi olarak, Allah ömür verir, görevimiz devam ederse, misafirhanemiz ile ilgili sorunu da gündemimize alıp, Özçelik-İş Sendikasının üyelerine yakışır bir misafirhaneyi yapmayı planlıyoruz.
2020 çalışmalarınız neler olacak?
2020’de umudumuz sonsuz, heves ve heyecanımız sınırsızdır. Allah ömür ve imkân verirse önümüzde koskoca bir 365 gün daha durmaktadır.
2020 yılının pırıl pırıl sayfalarını emekçilere hizmetle dolduracağımızdan hiçbir şüpheniz olmasın. Şimdi yaptıklarımızı bir kenara koyup, 2020 yılını inşa etmeni zamanıdır.
Önceki yıllarda olduğu gibi 2020 yılında da büyük bir azim ve inançla, yüksek bir cesaret ve kararlılıkla Özçelik-İş ailemize hizmet etmeye devam edeceğiz. 2020 yılını dev bir eğitim hamlesiyle başlatmış olmanın mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz.
Önce teşkilatımızı, ardından üyelerimizi Genel Merkezimizde birbirinden kıymetli, alanında uzman hocalarımızla eğitimlerden geçiriyoruz. Yıl boyunca bu eğitimlerimiz devam edecek.
Öte yandan örgütlenme çalışmalarımızla 2020 yılına damga vurarak, bizleri bekleyen iş kolumuzdaki 1 buçuk milyon emekçinin sesine kulak vereceğiz.
Her geçen gün genişlettiğimiz örgütlenme uzmanı ağımız sayesinde Türkiye’nin dört bir yanında sendikalaşmanın önemini anlatıp, metal işçilerinin akın akın Özçelik-İş saflarına katılmasını sağlayacağız.
Hak-İş’imizin örgütlenme anlayışı doğrultusunda, sendikamızı umutla bekleyen emekçi kardeşlerimizi daha fazla bekletmemek adına örgütlenme faaliyetlerimizi büyük bir sorumlulukla sürdüreceğiz.
Diğer taraftan sendikamızın uluslar arası arenadaki etkinliğini arttırarak, Hak-İş’imizin ve Özçelik-İş’imizin bayrağının, sınırların ötesinde de dalgalanmasına katkı vermeye devam edeceğiz.
Sahadan bizlere ulaşan talep ve beklentilere cevap verebilmek için çalışmalarımızı bir yandan devam ettirirken, burs uygulamasından sosyal yardımlara kadar, üyelerimizi memnun eden tüm uygulamalarımızın devamını getireceğiz ve yeni projelerle üyelerimizin mutluluğunu daha da artırılacağız.
Kıdem tazminatı ve çalışanların maaşlarından kesilen vergilere ilişkin olarak da çalışanların lehine olarak düzenlemelerin hayata geçirilmesi için mücadele edeceğiz. Hasılı, durmadan, yorulmadan emek için, emekçi için ter dökeceğiz.
YUNUS DEĞİRMENCİ KİMDİR?
Yunus Değirmenci 1962 yılında Kayseri’nin Develi ilçesine bağlı Soysallı Köyü’nde doğmuştur.
İlkokula Soysallı, ortaokul ve lise eğitimine Develi’de devam eden Değirmenci, Endüstri Meslek Lisesi torna tesviye bölümünden mezun olmuştur.
1982 yılında askerliğini tamamlayan Değirmenci, 1984 yılı Aralık ayında Kayseri Taksan Takım Tezgâhlar Sanayi A.Ş. iş yerinde tornacı olarak işe başlamıştır. 1987 yılı Ekim ayında çalıştığı iş yerinde yapılan temsilci seçimlerinde Hak-İş’e bağlı Özdemir-İş Sendikası’nı temsilen iş yeri baştemsilcisi seçilmiştir. 1988 yılının Temmuz ayında Özdemir-İş Sendikası Kayseri Şube Başkanlığı’nı kurarak şube başkanlığı görevine getirilmiştir. Aynı yıl Aralık ayında yapılan şube kongresinde şube başkanlığına seçilmiştir.
1991 yılında bağımsız Çelik-İş Sendikası ile Hak-İş’e bağlı Özdemir Sendikası’nın birleşerek Özçelik-İş Sendikası oluşmuştur, oluşan bu yeni sendikanın Kayseri Şube Başkanlığı’na devam etmiştir. Daha sonra adı Çelik-İş olarak değiştirilen mevcut sendikamızın şube başkanlığını sürdürürken, Hak-İş Konfederasyonu’nun da il başkanlığını uzun yıllar yapmıştır.
2010 yılından itibaren bir dönem Ak Parti Kayseri İl Yönetim Kurulu Üyeliği de yapan Değirmenci, sendikamızın 2012 yılı Eylül ayında yapılan Olağanüstü Genel Kurulu’nda Genel Sekreterliğe seçilmiştir. 2016 yılı Ağustos ayının başından itibaren sendikamızın Genel Başkanlık görevine getirilen Yunus Değirmenci, 14 Ekim 2018 tarihinde gerçekleştirilen Çelik-İş Sendikası 14. Olağan Genel Kurulunda yeniden Genel Başkanlığa, 10-11 Temmuz 2019 tarihinde yapılan Hak-İş Konfederasyonu 14. Olağan Genel Kurulunda Hak-İş Genel Başkan Yardımcılığına seçilmiştir. Yunus Değirmenci, evli ve 3 çocuk babasıdır.