2019 yılı sonu itibariyle yatırımlarda geldiğiniz nokta nedir?
Yeni Projelerimizin hazırlıkları devam ediyor.
Geçmişte yarım kalan projelerimiz de bir taraftan da onları tamamlıyoruz. Bu dönem ilk etapta Emekliler Evi ve Kitap Kafe’nin açılışlarını yaptık. Önümüzdeki sene çok önem verdiğimiz Spor Vadisi’nin tamamlanması ile ilgili son çalışmalarımızı yaptık ihalesi yapılıyor ve inşallah tamamlanması sağlanacak.
Bu senenin sonuna kadar Yağmur Suyu Drenaj Programını başlatıyoruz. Beton boruların yapımı ile ilgili bu sene içerisinde çalışmalarımızı tamamlayacağız.
İhale sonrası boru üretimi başlayacak ve yıl içerisinde yapım ihalesi ile birlikte yapımı başlayacaktır. Yine Kesintisiz Ulaşım, Bilim Merkezi ve Sağlık Tarama Merkezi ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor.
2020’de bu projelerimiz ile ilgili de ihalelere çıkmaya başlarız.

Katı atık bertaraf tesisi ne oldu?
Benim devletin politikalarına benim fazla aklım ermiyor. Bize “Düzenli depolamalara geçiş yapılması lazım” deniyor.
Biz siyasilerin çözemediği yer problemini çözüyoruz.
Sonra “çed raporu alacaksınız” deniyor. Çed raporu alıyoruz. Bu sefer de “bu işi bir firmaya ihale edeceksiniz” diyorlar. Devletin bu tutumu yüzünden 1 yıl gibi bir süre kaybettik. Şuanda biz Katı Atık Bertaraf Tesisi’ni kullanıyor olabilirdik.
Ülkemiz şuanda kırılgan bir dönemden geçiyor. Birçok belediye personellerinin maaşlarını dahi ödeyemiyorlar. Siz Karabük Belediyesi olarak bu kırılgan dönemde sıkıntı yaşıyor musunuz?
Bizim hiç bir sıkıntımız yok. Maaşlarımızı günlük ödüyoruz. Vergi, Sigorta ve piyasa borcumuz yok. Ayrıca bütçemizden arttıracağımız meblağları da yatırıma çevireceğiz.
Bizim devletten aldığımız ödeneklerde sıkıntımız var.
2009 senesinden önce Devlet Su İşleri’nin yapmış olduğu İsale Hattı ile ilgili bizi 5-6 milyon lira borçlandırdılar. “Bu parayı taksitlendirin” dedik. Onu da kabul etmediler. Her ay İller Bankası’ndan paramız kesiliyor. Bu borçla ilgili 3 kere yapılandırma hakkımız olmasına rağmen devlet bunu bize bildirmedi. Bildirmiş olsaydı zaten yapılandırır ve bu güne kadar bu borcu kapatırdık.
Kardemir ile bu dönem ilişkileriniz sıcak mı geçecek? Ortak sosyal sorumluluk projeleriniz var mı?
Bizim Kardemir ile sosyal sorumluluk projeleri ile ilgili müşterek bir çalışmamız olmadı. Onlar tarafından bir teklif gelmedi. Şuana kadar onlardan bir talebimiz olmadı.
10 yıldan bu tarafa Kardemir’e en az 2 bin işçi alımı yapılmıştır. Bu anlamda bana bir kere “senin de bir elemanın var mı?” diye sorulmamıştır.
Biz Belediye Başkanıyız etrafımızda bir sürü mağdur insan var, okul bitirmiş mühendisler var. Bugüne kadar Demir Çelik ile bizim yakın bir ilişkimiz olmadı. Demir Çelik’in belediye tarafından düzenlenmesi gereken ne ihtiyaçları varsa düzenledik. Bizim başka bir işimiz olmadı. Önümüzdeki sene nasıl olur bakacağız.
Geçen yıl Demir Çelik Dergisi’ne verdiğiniz bir röportajda “Filyos bu haliyle Karabük’e sıkıntı çıkartabilir” demiştiniz. Haklı da çıktınız. Ne olacak Filyos’un hali?
Tabi bunlar bir öngörü meselesi.Biz bunları söylüyoruz ama kimse dikkate almıyor. O tarihte gidişat bir tıkanıklığa doğru gidiyordu. Bölgedeki siyasilerin bu işle ilgili bastırması gerekiyordu. Bartın, Zonguldak ve Karabük’ün siyasileri buranın kullanımı ile ilgili ortak kararla bakanlıklara, en üst mercilere gidip buranın dertlerini çok iyi anlatması gerekiyordu.
Tabi bu fırsatların hepsi elden kaçtı.
Siyasilerin hepsi şuan neticeyi bekliyor.
Filyos Vadisi bana göre bölgeye o kadar da avantaj sağlamayacak. Hatta belki de bölgedeki sanayicilerin maliyetlerini arttırabilecek unsurlar bile ortaya çıkartacak. Bizim gelişimimize Filyos Limanı’nın bu günkü politikasıyla o kadar fazla etken olacağını sanmıyorum.
Bana göre buradaki fabrikaların oraya taşınması mümkün değil. Buradaki sanayicilerin oradan yer alıp yatırım yapması bile bana göre mümkün değil. Buradaki sanayicilerin ucuz maliyetli limandan faydalanabileceği bir ortamın ortaya çıkabileceğini ben sanmıyorum. Liman maliyetlerinin çok yüksek olacağına ve buradaki sanayicimizin rekabet gücünü kıracağına inanıyorum. Metot olarak şuanda gidişat o.
Önce ki söylemlerinizde Karabük siyasetten yeterince faydalanamıyor demiştiniz Bu görüşünüz geçerli mi?
Siyasiler, milletvekilleri açsınlar kitabı önüne oturup incelesinler. Şuanda birilerinin sesi çıkmıyor. Her gelen “benim arkamda hükümet var, benim arkamda Tayyip Bey var” diyor. Yine biri çıkıyor” bu Tayyip Beyin adamı “ diyor. Tayyip Beyin adamı falan olmaz. Sen gidip Tayyip Beye derdini anlatamazsan Tayyip Bey de orada oluşmuş bir şeye “tamam” der. Gidip derdini anlatırsan
Tayyip Beyin adamı falan olmaz. Birileri böyle güçleri arkasına alıp geliyor.
Bizim siyasilerimiz de çekiniyor iki kelam bile edemiyor. Bir çağrı yapılmadan Filyos endüstriyel bölge ilan ediliyor. Endüstriyel bölgenin idarecileri ile ilgili bir müracaat toplanmamış, hiç bir şey yapılmamış ve birden bire burası Tosyalı Grubuna idareci şirket olarak veriliyor. Söylediğim gibi bölge milletvekillerinin burası ile ilgili iyi düşünmesi gerekiyor.
Son dönem belediyecilik anlayışında yerelde kalkınma modeli altında yerel yönetimlerin kentlerin işsizlik ve hayat pahalılığından da sorumlu olabilecekleri görüşü yaygın örneğin; İşsizlik ile ilgili çalışmalarınız var mı?
Mevzuat değiştirilmezse ben işsizlik ile ilgili bir katkıda bulunamam. Diyelim ki ben işsizlik ile ilgili bir planlama yaptığım zaman bunun içerisinde mutlaka bir finansman programı olacak. Giderlerim ve gelirlerim olacak.
Benim belediyede bununla ilgili iktisadi teşebbüs kurmam gerekir. Yine bu da bakanlık onayına bağlı.
Örneğin “benim vatandaşımın şöyle bir ihtiyacı var” diyeceğim ve işsizliğe çare bulabilmem için “Yer, makine vereceğim ve üretilen malzemeyi ben satın alacağım” diyebilmem lazım. Başka türlü işsizliğe çare bulmam mümkün mü benim? İş sahaları, tarım sahaları , ufak çaplı sanayi sahaları veya el sanatları atölyeleri oluşturacağım, o insanlara da para kazandıracağım. Peki benim iktisadi teşebbüsüm yokken ben ne uygulayabileceğim? Benim iş sahaları ile ilgili çalışmalarım olabilir. Bunun için belediye yönetmeliklerinde hızlı bir şekilde değişikliğe gitmeleri gerekir.
En basit örneğini söyleyeyim biz bir şirket kurduk. Daha önce hizmet alımı ile almış olduğumuz işçi arkadaşlarımızı bu şirket vasıtasıyla belediye işçisi yaptık. Buna ne gerek vardı? o gün tüm vilayetlerin valileri ve belediye başkanları ile bir toplantı yapıldı.
Ben “neden şirket kurduruyorsunuz işçileri direk belediyeye alalım” dedim. Bu uygulama ile yolsuzluklara bir nevi açık kapı bırakıyoruz
Biz şirket olarak şuanda artı yüzde 5 ile yüzde 10 arası belediyeye fatura kesebiliyoruz. Diyelim ki 1 milyon liralık işçi çalıştırıyoruz ve 1 milyon 100 bin liralık fatura kesebiliyoruz. Bunlara hiç gerek yoktu. O gün orada bulunan bir müsteşar arkadaşımız işçileri direk belediyeye almanın mevzuata uygun olmadığını söyledi. Bende biliyorum mevzuata uygun olmadığını. Basit bir şekilde norma kadro yönetmeliği değişirse ben bu arkadaşların hepsini belediye kadrosuna alırdım. İki tane de şirket olmazdı. Devlette bu tarz sıkıntılar var. Önemli olan bu tip komisyon kararlarını almak değil. Önce bu komisyonların düzgün çalışabileceği zeminleri sağlamak.
Kültür ve sanat alanında yeteri kadar hizmet verebildiğinizi düşünüyor musunuz?
Sosyal etkinlikleri yalnızca müzikal eğlencelere bağlanıyorsak biz bu anlamda etkili değiliz. Yalnız kültürel etkinlikler dediğiniz zaman bu bambaşka bir hadise. 2009 öncesinde Karabük’te kütüphane var mıydı? yoktu. Biz kütüphanemizi yaptık ve Kültür Müdürlüğüne teslim ettik. Şuanda Karabük’te en etkin çalışan kurumlardan bir tanesi kütüphanedir. Yine Sosyal Yaşam Merkezlerimizde her türlü kültürel faaliyet mevcut. Karabük’te tiyatro etkinlikleri yapabileceğimiz 1 tane salon oluştu. Bu tarz etkinlikler için önce salonların oluşturulması lazım. Biz önümüzdeki 4 sene içerisinde senede en az 5-6 tane tiyatro gösterisi düzenleyelim, bunu da devlet tiyatroları ile çözelim diye program yaptık. Yine konserler dışında Karabük’te yıllık belirli etkinlikler yapacağız.
Yine gençlerimiz ile İlber Ortaylı gibi ülkemizin önemli tarihçi, yazarlarını buluşturmak istiyoruz. Önümüzdeki 4 yıl Karabük çok renkli bir şehir olacak.
Sizin önderliğinizde Karabük Ekonomi Platformu kursak. Ekonomi odaklı dernekler ile Belediyeler, Üniversiteler ve merkezi yönetim ile beraber bir çalıştay yapsak, Karabük’ün bir yol haritasını belirlesek ne derseniz bu konuya?
Olabilir. Bu tip çalıştaylarda mutlaka bir fikir çıkar ortaya. Burada en önemli durum geniş kapsamlı istişaredir. Zaten Karabük’ün en büyük eksikliği de şuanda budur. Eğer bu tarz bir çalıştay yapılırsa ben de mutlaka buna iştirak ederim. Bu çalıştayı düzenleyecek Ticaret Odası Başkanlığıdır ve Ticaret Odası dışında ben böyle bir çalıştay düzenlersem statü olarak yanlış yapmış olurum. Bu çalıştay olursa tek günlük olmamalı. Bunun birinci, ikinci ve üçüncü etabı olmalı. Üçüncü etabından sonra çalıştayın ortak bildirisi yayınlanmalı. Daha önce yapılan çalışmalar hep tek etaplı olmuştur. Sonunda bir bildiri bile yayınlanamamıştır. Bu bir çalıştay dahi değildir.
Bu tip çalışmaların yapılması doğru bir olay. Şuanda Karabük’ün en büyük eksikliği eşrafın hep beraber Karabük’ün geleceği ile ilgili kararlar almaması, kendisine bir yol haritası çizmemesidir.
Söylediğiniz planlamayı Ticaret Odası yapar. Hangi makam ile görüşmesi gerekiyorsa o makama programı sunar, olması ile ilgili ısrarcı olur, siyasileri organize eder. Ama ben maalesef uzun bir dönemden bu tarafa bunları göremiyorum. Ticaret Odasının dışında böyle bir çalışmayı yapmaya kalkarsanız başarılı olamazsınız. Çünkü orada alacağınız kararların bir takibi gerekir. Benim mevcut bir siyasi kimliğim var. Bunu ben taşıyamam. Ama Ticaret Odası bağımsızdır.