Geçtiğimiz hafta Yenişehir deki harabe haline gelmiş sosyal tesisleri gezerken, “Çocukluğumuzda ne kadar temiz ve güzeldi buralar, yıkılsın diye bakıyorlar galiba” dediğinde yüreğim burkuldu.
Karabüklüler olarak kaybolmuş zamanlardaki mutluluklar ile avunuyor, geçmişin güzelliklerinde kayboluyoruz…
Bir Cumhuriyet kenti olarak nostalji yaşamak gücüme gidiyor güzel insanlar. Ellerimle çoğalttığımız mevsimlerden geçerken zamana yenik düşüyor çoğumuz…
Bir gerçek var ki; kentler ancak, kentliler ona sahip çıktığında ayakta kalır.
Zihnimiz geçmişe takılmayı unutsa da, yüzümüz geçmişin resmedildiği yerdir… Yıllar akıp giderken, geçip giden anılarda kalır yaşananlar…
Şimdi yosun tutmuş darma dağın olmuş havuzlu bahçeye bakarken, Memurlar kulübünün yerini bulamazken, temeli kalmış Mühendisler kulübünün önünden geçerken, geçmiş zaman türküleri söylüyor yüreğim…
Haziran sıcağında güneşin rengini unuttuk… Yenişehir sokakları yorgun… Yenişehir sokakları eski şarkılarla avunuyor…
Kentimin çocukları sessiz, kadınları, erkekleri hiç konuşmazlar, hiç sorgulamazlar. Siyah beyaz resimlerde maziyi arıyoruz hüzünlere yenilmeyen gülümseyişlerde…
Yazık, çok yazık! Yaşadığımız bu günlerden gelecek kuşaklara bir tortuyu, bu yozlaşmayı bırakanları, bu kentin sanatına, kültürüne ihanet edenleri Karabük Tarihi unutmayacak…
Bu sütunlardan Kardemir Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Alpaslan BAYRAKTAR’ın şahsında Yönetim kuruluna sesleniyorum!
Gerek bilgi birikimi gerekse entelektüel bilginiz ile her biriniz kendi alanınızda bu ülkenin değerlerisiniz. Geldiğimiz noktada sizi sorumlu tutamam. Ancak makamlar gelip geçici, hizmetler süreklidir. Gelin yıllardır ihmal edilmiş bu yaraya parmak basın.
KARDEMİR’in vefa borcunu ödemek sizlere nasip olsun…
Bu yapıları bir sosyal sorumluluk projesi içeresine değerlendirerek gelecek kuşakların hayallerine ortak olmak sizlere nasip olsun…
Baki kalan bu kubbede hoş bir sadâ bırakmak!
Karabüklülerin yüreğinde iz bırakmak sizlere nasip olsun…