Karabük Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi A.Ş.’ye nasıl kurucu ortak oldunuz? Beklentileriniz nedir?
Öncelikle böyle bir çalışma yaptığınız için sizlere teşekkür ediyorum. Bu kentte yaşayan, bu kentten ekmek yiyen bir iş insanı olarak Karabük Teknokent’in kurucu ortağı olmaktan son derece mutluyum.
Hiç unutmuyorum o dönemki valimiz Kemal Çeber ve Rektör yardımcımız bizleri ziyaretinde bize tekliflerini sunduklarında tereddüt etmeden payıma ne düşüyorsa katkı verebileceğimi söyledim. Rektör yardımcımız Sn. Mustafa Bey’in “Bayram Bey bazı sanayicilerimizin böyle bir proje içerisinde yer almaktan kaçındıkları bir dönemde sizin bir demir-çelik tüccarı olarak desteklemeniz inanın bizi daha çok cesaretlendirdi.” dediğini anımsıyorum.
Üniversite-sanayi işbirliğinin en güzel örneklerinden birisidir Teknokentler. Gençlerimizin daha güzel projeler üretebileceği, ortamlar sağlandığında onların beyin güçlerinden daha çok verim alabileceğimiz kurumsal yapılardır Teknokentler.
Ben burada özellikle olmak, öncülük yapanların içinde yer almak istedim. Bu bizim iş insanı olarak aynı zamanda görevimiz. Hem şehrimizi hem de ülkemizi düşünerek hareket ettim. Artık dünyada katma değerli, yüksek teknolojiyle üreten ve ürettiğini satan ülkeler refah seviyesi yüksek ülkelerdir. Bugün geldiğimiz noktada Karabük iş dünyasının içinde dünyanın birçok ülkesine ihracat yapan çok güzel firmalarımız var. Elbette ağırlık demir-çelik sektöründe olsa da bugün bir LC WAİKİKİ bir RAMSEY üretim merkezleri burada. Her ikisi de bir dünya markası. Her ikisi de ülkemizin gözbebeği firmalardır.
Kurucu ortak olduğumda bazı dostlarım “Sen sanayici değilsin AR-GE merkezinde ne işin var?” diye sorduklarında “Ama Karabük’ümüzün, üniversitemizin ihtiyacı var.” diye cevaplıyorum. Beni yakından tanıyanlar bilir asla sanayici-tüccar ayrımını yapmam. Evet onlar üretiyor, biz de onların ürettiklerini satıyoruz. Hattı Topçugiller D.Ç olarak hammadde yani kütük de satıyorum. Sanayici ve tüccar birbirini tamamlayan iki ticari değerdir.
Böyle bir teklif geldiğinde yukarıda da belirttiğim gibi sanayicilerimizin yanında olmak istedim. Bazı sanayici arkadaşlarımızı kurucu ortaklık konusunda “Kesinlikle bu oluşumun içerisinde olmanız gerek.” diye teşvik ettim. Sadece kurucu ortaklık, Teknokent’in içinde Teknoloji Geliştirme Ofisi de açarak AR-GE çalışmalarına başlayıp, devletin AR-GE çalışmaları için verdiği teşviklerden, desteklerden yararlanmaları gerektiğini söyledim.
Bakın bana söylenenlerden yola çıkarak Karabük Üniversitesi Teknokent’i ülkemizin en yeni Teknokentler’inden. Yani gidilecek çok yolumuz olduğunu düşünüyorum.
AR-GE çalışmalarına başlayan arkadaşlarımıza da, sanayicilerimize de başarılar diliyorum.