5 KITADA 70 ÜLKEYE İHRACAT YAPAN ŞİRKETİN KURUCU ORTAĞI VE CEO’SU KARABÜK’LÜ GENÇ İŞ ADAMI MUSTAFA TOPRAKÇEKEN İLE SÖYLEŞİYİ GURURLA OKUYACAKSINIZ
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
1981 yılında Karabük’te doğdum. 1999 yılında Sakarya Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümüne girdim ve mezuniyetimin ardından yine Sakarya Üniversitesi’nde MBA yaptım.
Üniversite eğitimimin sonunda Ata Çelik’te işe başlayıp, 4 yıl boyunca fabrika müdürü olarak çalıştım. 2009 yılında da kendi markamı kurmaya karar verdim. Mono Steel’i de ortağım Murat Özcan ile birlikte kurduk. Evli, 2 çocuk babasıyım.
Bize firmanızdan bahseder misiniz?
Mono Steel, Türkiye’deki ve dünyadaki bir çok projede yer almakta. Bir çoğu mega projeler diyebileceğimiz özel projeler için nitelikli çelik yapılar üretiyoruz.
Faaliyet alanlarımız ise GTIP kodunda metal ve metal dışı ürünler başta olmak üzere her türlü sanayi yapıları, tünel ekipmanları, enerji sektörü, yol ve köprü konstrüksiyonları, makine sektörü, spor tesisleri ve konut projeleri… İngiltere, Avusturalya, Kanada, Avrupa, Afrika ve Asya pazarlarında tanınan bir markayız.
2021 yılının sonunda da, Seattle’daki projemizle Amerika’ya adım atarak bir dünya markası olma hedefimizi başardık. Şuanda Amerika’nın mega projelerinden birinde, tek Türk firma olarak yer almanın gururunu yaşıyoruz.
Dünya markası olma hedefinizi ne zaman belirlemiştiniz?
Mono Steel’i kurduğumuzda aklımızda bir dünya markası olmak vardı. Kim markasının tüm dünyada bilinen ve tanınan bir marka olmasını istemez ki… O zamanlar bu bir hayaldi, şimdi ise gerçek.
Bunu başarmak için neler yaptınız?
Öncelikle nitelikli ve kalitelik işçilikle, aranılan ve saygı duyulan bir marka olduk. Bunun için de çok çalıştık, kalitemizden ödün vermedik diyebilirim.
Türkiye’deki projeleriniz neler?
Türkiye’deki faaliyetlerimiz eskisi kadar yoğun değil. Şuanda sadece yurtdışı bazlı çalışıyoruz. Ancak 3 yıl öncesine kadar Türkiye’deki bir çok nitelikli projede yer aldık. Bunlar arasında; Ford Otosan Boya Üretim Tesisi, Toyota Üretim Tesisi, Hyundai Boyahane, TOKİ Samsun Stadyumu, Rixos Tema Park gibi önemli projeler de var.
Yurtdışında işbirlikleriniz nasıl başladı? Nasıl gelişti?
Biz yurtdışına ilk adımımızı Avrupa ve Afrika ile attık. Buradaki işbirliklerimiz ve müşterilerimizin memnuniyeti sayesinde de markamızı büyüttük. Sonrasında İngiltere, Kanada, Avusturalya ve Amerika’yla anlaşmalar imzaladık.
Müşterilerimizin bizlerden vazgeçemiyor olması da bizim için ayrı bir mutluluk.
Avusturalya’nın en önemli hidroelektrik santrali olan Snowy 2.0’nin ilk etabını geçtiğimiz yıl bitirmiştik. Bu yıl inşası başlayacak olan 2. etap çalışmaları için de yeni anlaşma yapmak üzereyiz.
Bunun gibi size bir çok örnek sıralayabilirim. Ama dediğim gibi müşterilerimize ne diyorsak, ne sunuyorsak onu deyim yerinde ise dört dörtlük yapıyoruz. Bu sayede de müşterilerimizin yeni projeleri için de vazgeçilmez bir marka olmayı başardık.
Devam eden projeleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?
Şuanda dünyanın dört bir yanında Mono Steel ismini görebilirsiniz.
Devam eden en büyük projelerimizden birisi Seattle Ship Canal Water Quality Project. Amerika’nın Seattle şehrinde ve ülkenin mega projelerinden biri olarak kabul ediliyor.
Bu proje ile Seattle Kanalı’nın en büyük sorunlarından biri çözülecek.
Yine Avrupa bizim için çok önemli bir kıta. Burada bir çok projede yer aldık, almaya da devam ediyoruz. Geçtiğimiz yıl tamamlanan Gotthard Base Tüneli, 57 kilometre uzunluğu, 2300 metre derinliğiyle dünyanın en uzun ve en derin demiryolu tüneli olarak tarihe geçti. Paris’in mega projesi olarak tanıtılan, banliyölerle şehri birbirine bağlayan Grand Paris Express için 165 tona yakın üretim yaptık, yapmaya da devam ediyoruz.
Münih metrosu, Lozan tüneli, Stockholm metrosu gibi projeler, Avrupa’da devam eden projelerimiz arasında. Baltık ülkelerinin ilk alüminyum üretim hattının inşasını da yakın zamanda bitireceğiz. 10.000 metrekarelik bu tesisin A’dan Z’ye tüm çelik konstrüksiyonlarını biz üretiyoruz.
Afrika pazarı için üretimleriniz oluyor mu?
Afrika ve Asya aslında çok büyük bir pazara sahip. Ancak burada tüneller ve metrolar değil fabrikalar, depolar, üretim tesisleri daha büyük öneme taşıyor. Bu sebeple de, bu iki kıtadaki projelerimiz genellikle üretim tesisleri, AVM’ler ve depolar oldu.
Afrika’da devam eden bir çok projemiz var. Bu yıl Asya ülkelerinde de yeni anlaşmalar yaparak, farklı projelerde yer almayı hedefliyoruz.

Üretim tesisleriniz nerede? Bu tesislerden başka yatırımlarınız olacak mı?
Üretimlerimizin büyük çoğunluğunu Sakarya’daki tesislerimizde yapıyoruz. 2021 yılının sonuna doğru Sakarya’da yeni bir üretim ve Ar-Ge merkezi açtık. Bu yıl yeni bir tesis daha inşa etmeyi planlıyoruz. Ayrıca Almanya, Stuttgart’ta bir tesisimiz bulunuyor.
2019 yılında, 35 yıllık geçmişiyle sektörün lider firmalarından olan Villing Tech ile T-Steel GMBH firmasını kurarak ortak olduk. Pandemi nedeniyle son 1-2 yıldır Almanya’daki tesisimiz tam kapasite olarak çalışmıyor ancak bu yıl ortalarında onu da tam kapasite çalıştırmayı planlıyoruz. Ayrıca Avrupa ve Amerika’da yeni bir üretim tesisi açmak da, 2023 yılındaki hedeflerimiz arasında.
Almanya’daki bu ortaklık size neler kazandırdı?
Almanya’da kurduğumuz ortaklık Mono Steel’den bağımsız bir marka. Oradaki firmamızın adı, T-Steel GMBH… Bu firmanın amacı; markamız için düşündüğümüz başka bir hedefi gerçekleştirmek. Ancak pandemi nedeniyle bu hedefimiz biraz gecikti. Ancak şunu da eklemek isterim.
Almanya’nın köklü bir firmasıyla ortak olmak, özellikle o coğrafyaya daha rahat adapte olmamızı sağladı.
Pandeminin etkilerinin azalmasıyla bu yılın sonuna doğru oradaki hedeflerimizi de sonuca ulaştırmak için çalışmaya başlayacağız.
Karabük’te doğup büyüdünüz. Gelecekte Karabük’e de yatırım yapmayı düşünüyor musunuz?
Karabük’ün benim için yeri ayrı. Doğup büyüdüğüm, çocukluk ve gençlik anılarımla dolu bir yer. Bunun dışında, Karabük dünya çelik piyasasının başı çeken merkezlerinden…
Mono Steel’in Karabük’te olması gerektiğini şirketimizi kurduğumuz günden bugüne düşünüyorum. İlerisi için de yatırım planlarımız arasında Karabük de var.
Şirketinizi sektördeki diğer firmalardan ayıran özellik/özellikler neler? Neden sizi tercih ediyorlar?
Doğru stratejilerle hareket etmekten, müşterilerimizin çözüm ortağı olmaktan ve kaliteli işçiliğimizden hiç vazgeçmedik.
Ülkelerin ve yapılan işin konumlandığı coğrafyayı doğru şekilde analiz edebilmek çok önemli. Bunu da çok başarılı bir şekilde ilerlettiğimizi düşünüyorum. Evet çok çalıştık ama birlikte başardık. Sonuçta bu bir ekip işi…
Anlaşmanın sağlanmasından projelerin çizilmesine, tasarımından üretimine, lojistiğinden montajına kadar her işin başındaydık. Emin ama yavaş adımlarla ilerledik ve bugün önümüze baktığımızda işlerini zamanında teslim eden, mega projelerde yer alan, her bir müşterisinin memnuniyetle ayrıldığı bir dünya markası var.
Pandeminin şirketiniz üzerindeki etkileri oldu mu? Olduysa nelerdir?
Pandemi tüm dünyada, tüm sektörleri maalesef ki etkiledi. Kimisini maddi, kimisini de manevi şekilde. Bizim için de büyüme sürecimizi yavaşlattı demek daha doğru olacak. Aklımızdaki planları biraz ötelemek zorunda kaldık ama sürecin yavaş yavaş normale dönmesiyle, bu planları da hayata geçirmeye başlıyoruz.
Artan üretim maliyetleri için ne gibi tedbirler alıyorsunuz?
Üretim maliyetlerini düşürmek için satın alma maliyetlerini düşürmemiz gerekti. Bunun için de kendi üretim tesislerimizin kapasitesini artırarak, tedarik kısmını mümkün olduğunca azalttık. Bu sayede maliyetleri düşürmeyi hedefliyoruz.
“Hayalleriniz ne kadar büyükse gerçekler o kadar yakındır,” derler… Siz şirketinizin geldiği noktayı hayal etmiş miydiniz?
Benim/bizim hayallerimiz asla bitmez… Dün dünya markası olmak istiyorduk, bugün bir dünya markasıyız. Şimdi de dünyada yapılmamış bir Ar-Ge ve lojistik merkezi hedefliyoruz. Hatta patentini aldığımız, çalışmalarına başladığımız bir hedef diyebilirim. Bu yılın sonuna doğru da, bir aksilik çıkmazsa, hayata geçirmeyi planlıyoruz.
Mono Steel markasını zaman içerisinde nerede göreceğiz?
Dünyaca ünlü projelerde işler yapmayı sürdüreceğiz. Ancak yukarıda bahsettiğim Ar-Ge ve lojistik merkezimiz faaliyete geçtiğinde, dünyaca ünlü projeler Sakarya’daki Ar-Ge merkezimizi kullanmaya başlayacak. Kısaca; biz dünyaya değil, onlar bize gelecek. Bunu da başardığımızda dünyada bir ilk olacağız.