Türkiye Paris İklim Anlaşması’nı 7 Ekim 2021 tarihinde onayladı. Buna bağlı olarak gelecek dönemde hemen hemen her sektörde “sıfır karbon” üzerinde duruluyor.
AB bazı ülkelerde 2026 yılı başından itibaren sınırda karbon uygulamasına geçerek ton başına 30 Euro’dan 100 Euro’ya kadar vergi alacağını belirterek maliyet artışlarıyla karşı karşıya kalacaktır.
Biz MÜSİAD olarak bu konuda sürdürülebilir kalkınma doğrultusunda Yenilenebilir Kaynaklar ve Atık Yönetim Komitesi’ni oluşturarak üyeleri bilinçlendirmekte, teknik ve mevzuat desteği vermekteyiz.
MÜSİAD Karabük Şubesi olarak bizi en çok çelik sektörü ilgilendirmektedir. Karabük ekonomisi ne yazık ki tek sektör ağırlıklıdır.
Bu bağlamda demir-çelik ürünlerine %1,7-3 arasında maliyet artışı gelecektir. Çünkü karbon salımı en yüksek sektörler arasında çimento ve demir-çelik ürünleri gelmektedir.
Diğer taraftan özellikle Rusya-Ukrayna savaşının sonuçları olarak artık dünyada ve Türkiye’de enerjiye ulaşımda maliyet ve zorluluk yenilenebilir enerjiye önem çok önem kazanmış olup, birçok büyük şirket yatırımlarını bu yöne kaydırmaktadır. MÜSİAD olarak biz kurduğumuz komiteyle bu süreci yakından takip etmekteyiz.
Aşağıda MÜSİAD’ın kuruluşunun 32. yılında 3 temel prensip üzerine oturttuğu;
1. Yerli, verimli ve teknoloji odaklı enerji üretim ve tüketimi
2. Türkiye’nin enerji sanayisinin inşa edilmesi
3. Enerjide bağımsız, güvenilir kuşak yol Türkiye perspektifi
Ve 11 madde halinde MÜSİAD enerji stratejisini okumanızı öneriyoruz.
Elektrik üretiminde yenilenebilir enerjinin payı 2050 yılına kadar yüzde 75’e, dünya yenilenebilir enerji pastasındaki payımız ise yüzde 3’e çıkartılmalıdır. Bireysel yenilenebilir enerji yatırımlarının bürokrasisi ise sıfırlanmalıdır.,
Enerji verimliliği yerli ve milli enerji kaynağıdır. 10-20-40 modeli ile, gelecek 10 yılda enerji verimliliği yatırımına 20 milyar dolar finansman sağlanarak, enerji verimliliği ile ithal enerjide 40 milyar dolar azaltım hedefi koyularak milli enerji verimliliği seferberliği ilan edilmelidir.
Petrol ve doğalgaz arama faaliyetlerini tüm gücümüzle desteklerken, iklim değişikliği hedefleri kapsamında doğalgaz ve nükleer enerjinin yeşil yakıt statüsüne alınmasını teklif ediyoruz. Bu kapsamda yenilenebilir ve düşük karbonlu gazların üretimine ağırlık verilmeli ve yerli teknolojilerin geliştirilmesi teşvik edilmelidir.
Sera gazı emisyonu hedeflerimize ulaşmak ve enerjide bağımsızlığımızı artırmak için nükleer enerjinin, toplam elektrik üretimindeki payının, 20 yılda yüzde 20’ye çıkartılmasını talep etmekteyiz.
Yerli ve milli enerji politikamıza destek olacak şekilde bir enerji sanayisi stratejisi oluşturulmasını talep ediyoruz. Kamu, üniversite ve sanayi iş birliği ile yerli enerji teknolojileri geliştirilmesine ağırlık verilmesini temenni ediyoruz. Türkiye yenilenebilir enerji ekipman üretiminde temiz enerji hedefi koyan AB’nin bir numaralı tedarikçisi olabilir. MÜSİAD, üyeleri ile bu hamlede görev almaya taliptir. Bu kapsamda MÜSİAD üyeleri ile fotovoltaik panel üretiminde yatırım kararı alındığını da gururla belirtmek istiyorum.
Türkiye’de 20 yılda 5 milyar dolar/yıl ihracat yapılabilecek milli hidrojen hamlesi başlatılarak, yerli ve yabancı sermaye için Türkiye’de yatırıma uygun ortam oluşturulmasını talep ediyoruz.
Üç kıtanın merkezindeki Türkiye’nin; topraklarından geçen petrol ve gaz hatlarını artırarak, ‘Dünyanın Enerji Kuşak Yolu Türkiye’ sloganıyla hem enerjide artan talebi garanti altına alması hem de istikrarlı enerji tedarikçisi konumunu güçlendirmesi ile ilgili iradenin devamını bekliyoruz.
Enerji; Türkiye için gider değil, gelir kalemine dönüşebilir. Bu dönüşüm için genç, nitelikli istihdam gücü gerekmektedir. Yapılacak çalışmalar ile Türkiye 10 yılda enerji dönüşümüne 200 bin yeni istihdam sağlayacak enerji istihdamı hamlesini başlatmalıdır.
Mevcut bina stokunda dönüşüm ve finansmanlı yerli üretim yalıtım seferberliği ile yılda 7 milyar dolar enerji tasarrufuna 10 yılda ulaşacak mevzuat altyapısının oluşturulmasını talep ediyoruz. Bu politika ile enerji tasarrufu, yerli üretim, ekonomik canlanma ve istihdam sağlanacaktır. Bu aynı zamanda enerjide dışa bağımlılığı azaltan önemli etkendir.
Yerli otomobilimiz TOGG ile birlikte elektrikli araçlar için gerekli enerjiyi, dağıtık enerji ile yenilenebilir enerjiden sağlayacak çalışmalar yapılmalıdır. Bu kapsamda depolama teknolojileri için teşvik ve desteklerin artırılması bu dönüşüm için önem arz etmektedir.
Enerji dönüşümü için en önemli ihtiyaç olan kritik minerallerin sürdürülebilir temini ve güvenliği, dönüşüm için başlıca maddelerimizden biridir.