Mesut Bey, Sizi tanıyabilir miyiz?
1972 Yılında Sivas’ ta doğdum. İlk ve Orta Öğrenimimi Sivas’ta tamamladıktan sonra Çukurova Üniversitesinde Yükseköğrenimime devam ettim. Üniversite tahsili esnasında da çalışmaya devam ettim. Üniversite sonrasında kendi işimi kurarak iş hayatına atıldım. Evli ve iki çocuk babasıyım.
Kısaca şirketinizden bahseder misiniz? Nasıl bir yol hikâyeniz var?
1995 yılından buyana iş hayatının içindeyiz. Sağlık ve Çevre sektörlerinde çalışmalar yaptık ve devam etmekteyiz. Çevre faaliyetleri yürütmek için gerekli teknolojiler için ürünler üretiyor, ithalatlarını yapıyor, çevre tesislerinin kurulumları ve işletmelerini yapıyoruz.
Ayrıca ülkemizde yüksek enerji tüketerek çalışan bertaraf ve geri dönüşüm tesisleri için Alman DWA standartlarına göre enerji optimizasyonları yapıyor, enerji verimliliği konusunda faaliyetler yürütüyoruz.
‘Atık Çöp Değildir’ sloganından hareketle atıkların tamamının uygun tekniklerle hammaddeye, ikincil hammaddeye ya da enerjiye dönüşümü için çalışıyoruz. Geri dönüştürülebilir atıklarla yaptığımız faaliyetlerin yanı sıra Ülkemizde ilk defa tıbbi atıkların yakıta çevrilmesi konusunda bir proje yapıyoruz.
Pandemi dönemi çalışmalarınıza nasıl yansıdı?
Pandemi dönemi bizin için çok verimli geçti diyebiliriz. Zira bu dönemde Ar-Ge faaliyetlerimiz kesintisiz olarak devam etti. Ar-Ge çalışmaları neticesinde geliştirilen prototip saha uygulamalarımızı da bu dönemde yapabildik.
2022 yılı sonuna geldiğimizde şirket olarak hedeflerinize ulaştınız mı?
Maalesef ulaşamadık. Pandemi sürecinde dünya genelinde ortaya çıkan hammadde, üretim krizlerinin arz ve talep dengelerini bozması doğal olarak bizleri de etkiledi. Programımızın 1,5 yıl gerisine düştük ve açığı kapatmak için teknik ve idari kadromuzla olanca gücümüzle gayret gösteriyoruz.
Bir AR-GE şirketisiniz. AR-GE çalışmalarına bütçenizin ne kadarını ayırıyorsunuz?
Ar-Ge faaliyetlerimiz için % 30 ’a tekabül eden bir rakam ayrılmaktadır. Kendi imkanlarımızla ayırdığımız bu miktarın toplam bedelinin % 20 lik kısmı da yani 1/5 lik kısmı da kamu destekleri ile karşılanmaktadır. Bu alanda KOSGEB büyük destekçimiz olarak yanımızda durmaktadır. Kamu desteği kendi kaynak kullanımımız düşünüldüğünde düşük sayılabilecek düzeydedir fakat projelerimizin takdir edildiği ve yanınızda devlet gücünün olduğu duygusu ekibimiz motivasyonu açısından son derece önemlidir.
Şirketinizin uluslararası patentini aldınız mı? İhracat çalışmalarınız var mı? Yurt içi fuarlara katılıyorsunuz, bunu ekonomi dünyasından izliyoruz. Peki yurt dışı fuarlarına katılıyor musunuz?
Ar-Ge faaliyetleri neticesinde geliştirdiğimiz Akıllı Otomat için uluslararası patent girişimimiz oldu fakat Çin faktörü nedeniyle faydalı modele dönmek durumunda kaldık. Ar-Ge faaliyetleri, sonrasında prototip çalışmaları, seri ürün üretimi ve saha uygulamaları bize teknik anlamda büyük katkılar sağlıyor. Mühendislerimizi mekanik, elektronik ve yazılım konularında farklı çözümler üretiyorlar. Uluslararası pazara çıkmak için önce kendi çeyizimizi iyi hazırlamamız gerekiyor.
Hedef ülkelerimiz öncelikle Avrupa ve Amerika ülkeleri. Bu ülkelerde geçerli kalite standartlarında ürünler üretirsek diğer Dünya ülkelerine rahatlıkla satabiliriz diye düşünüyoruz.
Endüstriyel üretimler yapmak, bu üretimlerin saha uygulamalarında en düşük arıza düzeylerinde çalışmalarını temin etmek bizim için son derece önemli.
Bana göre çalışmalarınız geri dönüşümde bir devrim niteliğinde. Aynı zamanda bir sosyal sorumluluk projesi olan “Akıllı Ambalaj Atıkları Toplama Sistemi” iki ayaklı işliyor. Çevre ve ekonomik değer üzerine oturtulmuş. Bunu biraz açar mısınız? Sistem nasıl işliyor?
Bu projemiz 6,5 yılını doldurdu. İlk atık sahasından başlayan araştırmamız bizi böyle bir ihtiyacın varlığına inandırdı.
Yani sahada yaptığımız atık analizleri sayesinde aslında sahaya çöp diye atılan 100 ton atığın 27 tonunun plastik, metal, kâğıt ve camdan oluştuğunu gördük. Çoğunluğuyla ithal hammadde ile çalışan sektörlere geri dönüşüm ile bu 27 ton atığı nasıl kazandırırız fikri ile yola çıktık.
Sizin benim evimizde oluşan ve çöpe atılan bu hammaddeleri toplamak için elektromekanik bir sistem geliştirdik. Hane halkının sisteme katılımını sağlamak atıkları toplamaya teşvik etmek için atık kg değeri üzerinden toplayanlara ödül vermesi gibi bir düşünce ile yola çıktık. Verilecek ödüllerin şeffaf, ölçülebilir, takip edilebilir olmasını istedik. Bu ihtiyacın karşılanması için 5 ayrı yazılım geliştirdik. Yani vatandaşlarımız geri dönüştürülebilir atıkları biriktirdiklerinde, bağlı oldukları belediye ile anlaşmalı olarak sisteme dâhil oluyorlar. Bu atkıları otomatlarımıza getiriyorlar, otomatların yerlerini bilmiyorlarsa cep telefonlarına indirecekleri uygulamadan konum bilgisi öğrenebiliyor, yol tarifi alabiliyorlar. Otomata atığı getirdiğinde otomat getiren kişiyi tanıyor, getirdiği atığı tartarak vatandaş için oluşturulan cari hesaba bunu kaydediyor. Otomatlar kişiye özel açıldığı ve dışarıdan müdahaleye izin vermediği için kayıt dışılığı önlüyor, istenmeyen kaza gibi durumların oluşmasını engelliyor.
Otomatlar kendi enerjisini üreterek depolayabiliyor. Gereksinim duyduğu enerjiyi kendisi üretiyor. Olası yangın durumunda kendisini söndürebiliyor. Sistem yaygınlaştığında atıkların hanelerden düzenli ve temiz toplanması sağlanıyor.
Bu toplama işlemi sayesinde hem sahaya giderek israf olmasının önüne geçiliyor hem de atık toplayan bireyler ilgili kuruluşlar tarafından topladıkları miktara paralel olarak ödüllendiriliyor.
İl de ilçede ya da nerede bu faaliyet yapılıyor ise atık miktarları kayıt altına alınmış oluyor. Toplanan atıklar cinslerine göre tekrar tesislere gönderilerek ikincil hammadde olarak değerlendiriliyor ve ülke ekonomisine kazandırılıyor. Otomatlar, Belediyeler dışında kamu ve özel şirketler tarafından da kurum içi personel kullanımına yönelik projelendirilmektedir.
Bugün ülkemizde ortalama 32 milyon ton çöp üretiliyor. Siz bu çöpün gelecekte ne kadarına talipsiniz? Bugünkü yıllık üretiminiz ne kadar?
Atık miktarları ülke nüfus artışı, ekonomik gelir düzeyleri, tüketim alışkanlıkları gibi nedenlerle farklılık gösterebiliyor. Biz ülkemizde oluşan ve atık sahalarına gömülen atıkların ortalama % 27 lik kısmına tekabül eden sizin ifadenizle 32 milyon ton atığın 8.640.000 ton luk kısmına talibiz. Bu atıkları ülke ekonomimize kazandırabilirsek ülke kazancımız kilosunu 1 TL den düşünseniz bile 8.640.000.000.-TL dolar olarak ifade edersek yaklaşık 500 milyon dolar lık hammadde geri kazanımını ülkemiz için sağlamaya talibiz. Bugün biz hammadde üretimi yapmıyoruz, hammadde temin eden teknolojileri üretiyoruz ve istenildiğinde Tüm Türkiye için bu üretimi yapmaya hazırız.
Bildiğim kadarıyla yerel yönetimde projenizin bir parçası. Ancak yerel yönetimlerin bir kısmı katı atık bertaraf şirketleriyle uzun dönemli anlaşmalar yapmışlar. Bu durum sizi ne kadar etkiliyor?
Belediyelerimizin büyük anlaşmaları aslında atıklar sahaya geldikten sonraki bölüm ile ilgili. Yani organik atıklardan elde edilecek enerji ile ilgili. Biz o bölümde değiliz zaten.
Bizim için önemli olan evlerde yani atıkların kaynağında organik atıklardan ayrı toplanmasının özendirilmesi. Böylelikle atıklar geri dönüşüme evsel atıklarla, yemek ya da çay atıkları gibi kirleticilerle temas etmeksizin toplanacak, böylelikle temiz hammadde olarak ekonomiye kazandırılacak. Bu kadar sokak toplayıcısı olmayacak.
2023 hedefleriniz ve yeni projeler için yatırımlarınız var mı? Gelecekte şirketinizi nerelerde göreceğiz?
2023 yılında da yine faaliyetlerimiz, ürün yeniliklerimiz devam edecek. Ayrıca yenilenebilir yeşil enerji üretimi ile ilgili faaliyetlerimiz Ar-Ge çalışmalarımız devam edecek. Şirketimiz sürekli olarak bilimsel çalışmalar yapacak ürettiği ürünler ile Amerika ve Avrupa da yüksek kaliteli ihracatlar yapacaktır diye umuyoruz.
Son olarak Yozgat’tan Türkiye’ye, özellikle de Karabük’e neler söylemek istersiniz? Karabük Üniversitesi Teknoloji Transfer odalarından ofis almayı düşünür müsünüz?
Şirketimiz Ankara, Antalya, Yozgat, Tokat, Kahramanmaraş illerinde faaliyetler yürütmektedir. Yozgat Teknopark bünyesinde kurduğumuz yapı ile faaliyetler yürütülmüş, Yozgat Merkez ve Boğazlıyan belediyeleri ile paydaş projeler yürütülmüştür. Yerelden başlayan bu faaliyetler bize büyük katkılar sağlamıştır. Benzer faaliyetlerin Karabük Üniversitesi Teknoloji Transfer ofisi ile, Karabük Belediyesi ile ve ülkemizin de gururu Karabük Demir Çelik İşletmesinin paydaş olacağı bir yapı ile yürütülmesi son derece akla uygun gelmektedir.