Sayın Başkan, 2021 yılı çelik sektörü için altın yıllarından birisiydi. Oysa 2022 yılının çok zor geçtiğini biliyoruz. Bunu Rusya-Ukrayna savaşı ile açıklamak yeterli mi?
Rusya-Ukrayna savaşı yalnız Türkiye’yi değil, dünyayı etkiledi. Etkisi yok diyemeyiz fakat bence en büyük sıkıntı pandemiden sonra gelen ekonomik sıkıntılar oldu. Doların artması, bankaların kredi veremez olması, faizlerin artması ve enflasyonun artması ile birlikte işçi maliyetleri de arttı. Asgari ücret bugün 8500 TL, iki sene önce 2850 TL idi. Bir ya da iki sene önce sanayicimiz, örneğin bir haddehane için 250.000 TL elektrik faturası öderken bugün 2.600.000 TL ödüyor. Doğalgaz için 3,5 Milyon TL öderken şu an 10 Milyon TL ödeniyor. Bunların hepsini koyduğun zaman maliyetlerimiz %200 arttı. Fiyatlar artınca tabii ki rekabet gücü azaldı. Rekabet gücü azalınca alım gücü azaldı. Alım gücü azalınca da arz-talep azaldı.
2022 yılının çok iyi geçtiğini söylememiz mümkün değil. Ama biz sanayiciyiz, bu ülke bizim, biz krizleri fırsatlara çevirme mücadelesi ve gayreti içinde olduk Allah’a çok şükür. 2021’i yakalayamadık. Baktığımız zaman bizim sektörde %15 gerileme oldu, işin özü bu.
Ama yiğidi öldür hakkını yeme. İktidarımız, Sn. Cumhurbaşkanımız, ona bağlı bütün birimler büyük bir gayretle, mücadeleyle, yeni ekonomik programlarla şu anda tekrar faizlerin normal seviyeye geldi gelmeye çalışıyor.
2023 yılında sektör yeni yatırımlara açık mı? Yoksa mevcudu korumak felsefesiyle mi hareket ediyor?
Baylan Grup olarak Karabük OSB’de yapmakta olduğumuz 27 Milyon Dolarlık bir yatırım var. Burada yaklaşık 500 kişiye istihdam yaratacağız. Üretim kapasitemiz artacak. Üretim gamını değiştireceğiz, genişleteceğiz ve dünya pazarlarındaki arz-talebi karşılamak amacıyla bunu yapmayı planlıyoruz. Bu bağlamda da devletin destekleri tabii ki var. Organize sanayilerindeki yer dışarıya bakıldığında daha uygun fiyatta. Ciddi bir fizibiliteyle, projeyle devletin karşısına gittiğin zaman yani üretim-istihdam-ihracat dengesi kurduğun zaman devlet sana %10’un altında faizle 2 yıl ödemesiz 7 yıl kredi veriyor, yeter ki gerçekçi projeler üretilsin.
Enerji maliyetlerindeki artış, Rusya’nın Türkiye üzerindeki baskısı, ithalatta yaşanan haksız rekabet üretimde düşüşe neden olmayacak mı? Küresel çelik sektöründeki daralma, Türk çelik sektörünü nereye getirecek?
Çelik sektörü Türkiye’de oda başkanı olduğum dönemlerdeki rakamlarla şu an tabii artmış olabilir, 47 Milyon ton üretim kapasitesi var. Bunun fiili üretimi 37 Milyon ton. Türkiye’de demir-çelik sektörü 12 Milyar TL ihracat yapan bir sektör.
Bizlerin ne yapması lazım, kaliteli üretime, katma değeri yüksek ürünlere yönelmemiz lazım. İnşaat demiri yapan firmalarımız, Karabük’te bir iki arkadaşımız biliyorsunuz durdular kapattılar bekliyorlar. Günün teknolojisine günün konjonktürüne, ileriyi takip etmiyorsanız zaman içinde yok olmaya mahkûmsunuz. Her zaman söylüyorum Ankara Caddesi’nde bir gezin, Hürriyet Caddesi’nde bir gezin, dedesinin dükkânını çalıştıran bir kişi var mı? Sürdürülebilir olmalıyız yani.Şimdi önümüzde birkaç aylık bir seçim süreci var. Seçim olduğu için siyasilerin bütün kapıları, muslukları açacağını düşünüyorum. Bu süreç içinde çok iyi koşulların olacağı kanaatindeyim.
İkinci sorunuz içinde, Rusya-Ukrayna gerginliğinden dolayı AB üyeleri Ukrayna’nın yanında Rusya’ya karşı bir tutum içerisindeler. Böylelikle üretimlerinde bayağı kısıtlamalar var, fabrika çalıştırma derdinden çok ısınma derdindeler. Türkiye’nin ihracatının %50’si bizim sektörde Almanya’ya Avrupa’ya yapılıyor bu nedenle AB’nin biz şu anda tedarikçisi konumundayız. Ben, biraz aklını kullanan, biraz cesur olan, takip eden ve dünyaya açılan ihracat yapan firmalardan ufak bir kuşkum yoktur diye düşünüyorum.
Sektörü bekleyen bir diğer tehlike AB ile yapılan YEŞİL MUTABAKAT çerçevesinde 2026 yılı başında yürürlüğe girecek olan SINIRDA KARBON uygulaması en çok çimento ve demir-çelik sektörünü etkileyecek. Karabük özelinde Haddeciler Derneği olarak ne gibi tedbirler düşünüyorsunuz?
Yeni yaptığım fabrikada dedim ki yeşil enerji 2027’de devreye girecek ona göre ocağı yapalım ona göre şeyler yapalım. Bizim teknolojik anlamda ne devletin ne de özel sektörün projesi var. Ortada bir şey yok fakat yeşil enerji konuşuluyor. Şu anda GES projesinin, mevcut fabrikanın GES ruhsatını aldım, yakında başlayacağım. Yeni fabrika yapacağım o yetmeyecek mesela ama bu şekilde bir kısmını halledeceğimizi düşünüyorum. Ancak bütün arkadaşlarımız aynı arayış içerisindeler. Yeşil enerjiye geçmenin şeyi hidrojenmiş. Türkiye’de hidrojen üreten tesis, fabrika yok. En azından ben bilmiyorum. İstanbul bu işin merkezi, orada benim mühendislerim var, samimi söylüyorum araştırdım, şu an Türkiye’de hidrojen üreten tesis yok. Onun içinde Sn. Cumhurbaşkanımız bir hidrojen fabrikası için 2027 yılları için bildiğim kadarıyla bir hazırlık içindeler.
Bence bir diğer önemli nokta, enerjideki maliyet artışları yanında hammadde ve enerjiye ulaşım noktasında sıkıntı yaşanır mı? Yaşanırsa sonuçları neler olur? İşten çıkarmalar ve küçülmeler yaşanır mı?
Konuşmanın başında zaten bunların bir kısmına cevap verdik. Elektrik, doğalgaz maliyetlerinin daha da artacağı kanaatinde değilim ama artarsa bizde maliyetleri arttırırız. Bu sefer diğer ülkelerle yarışamıyorsan fiyatın yüksekse o zaman vahim sonuçlar olur. Avrupa enerji noktasında bizden önde değil, bizden akıllı da değil.
Su akar yolunu bulur. Bu ülke bizim, bu Karabük’te bizim. Hep iyi niyetle iyimser bakıp, çözüm odaklı yeni şeyler yapmak için heyecanımızı yitirmeyelim.
T.S.O ile beraber 3 Nisan Sanayi Günü olması için sivil toplum kuruluşlarını da yanınıza alarak bir dizi temasta bulundunuz. Dernek olarak nasıl bir katkı vermeyi düşünüyorsunuz?
Başta T.S.O başkanı bizim içimizden çıkan çok sevdiğimiz, değer verdiğimiz Nazım Abi’mizin oğlu Fatih Bey’e her konuda her alanda aklımızın yettiği noktada talep edilirse desteklerimizi veririz, veriyoruz da. Bir ayağı bu, ikinci ayağı da 3 Nisan’ın Sanayi Bayramı olması Karabük için çok çok önemli. Olabilir, ama buna gücümüz yeter mi bilemiyorum. Biz bunları yaparken güçlü bir siyasi irade olacak, mesela en güçlü olduğumuz dönem Mehmet Ali Şahin’in dönemiydi. Olmaz mı olurdu. Bugün gündeme geliyor, hatta daha önce sizler yazdınız benim bildiğim kadarıyla ama o açıklamalarla kaldı. Bunu gidip şehir olarak, sivil toplum örgütleri olarak imza toplayıp, hep beraber gidip, şehir bunu istiyor deyip, meclisten karar çıkacak benim bildiğim kadarıyla. Meclisten onaylanırsa kanunen olabilir. Keşke yapabilsek.
Filyos’daki son durum nedir? Bu konuda uzun yollar uğraş verdiniz, bu noktaya gelmesinde büyük emeğiniz olduğunu biliyoruz. Karabük sanayisinin Filyos noktasında ne gibi sonuçlar bekliyor? Sn. Baylan, uzun yıllardır bir diğer hayaliniz de Lojistik Üssü çalışmaları bu konuda neler diyeceksiniz?
Filyos bizim 50 senelik hayalimizdi. Bunu en büyük takip eden, ilgili makamlara götüren, her zeminde her platformda dile getiren kişilerin başında gelirim diye düşünüyorum. Ancak bu işte başarıyı elde edebilmemiz için aslında Kardemir ile birlikte hareket etmemiz gerekiyordu. Ama ben gördüm ki Kardemir bu iş için aynı heyecanı taşımadılar, müracaat etmediler. En azından siyasilere bunu anlatmadılar veya anlatamadılar bilemiyorum. Onun içinde biz Haddeciler Derneği olarak veyahut o zamanki Pehlivan Baylan İl Başkanı olarak, o zamanki T.S.O Başkanı olarak taşıyabildiğimiz, gidebildiğimiz yere kadar gittik. En son biliyorsunuz Sanayi Bakanı Mustafa Varank göreve geldiğinde Karabük’e geldi. Biz onu ziyaret ettik birkaç kez milletvekilleri ve il başkanları, oda başkanları ile birlikte. Bize, müracaat edin, size oradan yer vereceğiz dediler. Karabük Haddeciler’de 12 tane firmamız 1.350.000 dönüm gibi bir müracaatımız oldu. 3 sene bekledik, verecekler dedik. 3 sene sonra doğalgaz bulundu. Doğalgaz bulununca bize verecekleri yerlere doğalgaz dolum tesisleri kurduklarını duyuyoruz, görüyoruz. Böyle de olunca bundan iki ay önce Sanayi Bakanı’mızı son ziyaretimizde net şekilde verilip verilmeyeceğini, kullanıp kullanamayacağımızı sorduğumda bize oradan yer verilmeyeceği söylendi.
Haddeciler derneği olarak Filyos projesinde neler yapmanız gerekiyor. B planınız nedir?
O zaman dedim ki “Sn. Bakanım, bize oradan yer vermiyorsanız, biz Karabük’teki ihracatçılar yılda 1 milyar dolar ihracat yapıyoruz, Kardemir dahil. Ama bunun çoğunluğunu Haddeciler yapıyor. Bize o zaman Filyos ’tan Karabük arasındaki yolu bitirmeniz lazım, bunun yanında Karabük’e bir lojistik üssü kurmamız lazım. Lojistik üssü kurarsak, biz vagonu oradan yüklediğimiz zaman gelmesi 1 dolar, gitmesi 2 dolar. Tahmil tahliye biz kendi fabrikalarımızda yaparız 1 dolar. 3 dolar, yanıldık 5 dolar, yanıldık 7 dolar maliyetimiz var.
Ama şu anda biz Karabük ihracatçıları özellikle konteyner işinde Dilovası Yılport’u kullanıyoruz. Yılport’a bizim burdan 15 dolar navlun var, 6 dolar gemi var, 6 dolar tahmil tahliye var, 27 dolar maliyetimiz var. 20 dolar menfaatimiz olur, Karabük’teki rakamla çarptığımız zaman senede 52 Milyon Dolar Karabük’te kalır.
Bize bunu bağlayın. Siyasiler, valimiz, milletvekillerimiz Karabük sanayicisi Filyos’a giderse Karabük zayıflar diyorlardı, o zaman gitmiyoruz buraya yatırım yapıyoruz. O zaman bize lojistik üssünü kurar mısınız? Dedim. Daha sonra da “İktidarımız 50 senelik yatırım yaptı, ülkemizi 50 sene ileri götürdü çok yürekten söylüyorum. Ama Karabük olarak bunun %10’unu alamadık” dedim.
3 dönemdir bir çevre yolu yapılamıyor. Benim hükümetim dağları deviren hükümet, barajları yapan hükümet, otobanları yapan hükümet. 10 km mesafeye çevre yolu yapmak çok mu zulüm geliyor, Bartın’a 2. çevre yolu yapılıyor. Biz de bir tane. Çevre yolu yapılırsa yeni yerleşim yerleri olur, şehir içine tırlar girip çıkmadan çok rahat ederiz. “Bize yeni organize sanayi yapın.” dedim. Bakanımız da çalışın getirin dedi. Oda başkanımız bu konuda çalışıyor biz de çalışıyoruz. 50 senelik tecrübemizi ortaya koymaya çalışıyoruz. Karabüklü olarak sıkıntılarımızı söylüyoruz. Yoksa siyasetçi değiliz, siyasi değiliz, ama Karabüklü bir vatandaş olarak, vergi ödeyen, 350 kişi çalıştıran, yatırım yapan, sene de 100 Milyon Dolar ihracat yapan bir firmanın yönetim kurulu başkanı olarak ben bunları görüyorum söylüyorum. Biz yapamazsak bizden sonraki çocuklarımıza bu sözlerim vasiyetim olsun.
2023 yılında Karabük ekonomisi hakkında neler düşünüyorsunuz?
Hep pozitif bakan biriyim, heyecanını koruyan biriyim. Her gecenin bir sabahı olduğu gibi her yılın da yeni bir yılı vardır. Her şeye rağmen mazeret yok, yolumuza devam edeceğiz. Ya sırtı gelir ya karnı gelir.
Başkan, bildiğiniz gibi ülkemiz 6 Şubat’ta bir deprem felaketi yaşadı. Toplum olarak zor bir süreçten geçiyoruz. Deneyimlerinize dayanarak ekonomik etkilerinin neler olabileceğine dair öngörünüz nedir?
Türkiye ekonomisi korona virüs durgunluğundan sonra toparlanma sürecine girmişti. Hatta 2022 Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden sonra petrol, doğalgaz, tahıl gibi emtia ve hammaddeye erişimi zorluğundan dolayı keskin maliyet artışlarını ve ithalat şokunu da atlatmak üzereydi.
Türk halkı ve Türk iş dünyası olarak elimizden gelen tüm imkanları hükümetimizle birlikte kullanıyoruz.
Yapacak bir şey yok. Bana göre toparlanmamız biraz zaman alacak. Ama biz güçlü bir ülkeyiz, bunu da atlatacağız. Karabük Haddeciler Derneği olarak Sn. Valimizin başkanlığında oluşturulan komiteye desteğimiz devam ediyor.
Ayrıca Karabük demir-çelik sektörü olarak depremde yıkılan binaların yapımında en kaliteli çelik üretimiyle talibiz.